Toplumda meydana gelen gelişme ve değişmeler eğitim kurumlarına da yansımış, okullar bu gelişme ve değişime ayak uydurabilmek için programlarını değiştirmiş ve gelişmelerden öğrencilerin haberdar edilmesi ve ilgi, yetenek ve ihtiyaçlarına uygun dersi, bölümü, eğitsel faaliyetleri bir üst öğrenim programını seçmesi için öğrencilere çeşitli hizmetleri sunmak durumunda kalmıştır.
Psikolojik danışma ve rehberliğin eğitimin ayrılmaz ve tamamlayıcı bir yanını oluşturduğu inkar edilemez bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Çünkü psikolojik danışma ve rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin yerine getirmesi gereken bazı işlevler vardır. Bu hizmetlerden beklenen önemli işlevlerden biri öğrenmeyi kolaylaştırmak ve başarıyı artırmak konusunda yapılan yardımlardır. Bu alanda yapılan yardımlara "eğitsel rehberlik" adı verilmektedir.
Eğitsel Rehberliğin Tanımı
Bireylerin eğitim yaşamları boyunca ilgilerini, yeteneklerini ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hazırlanan eğitim programlarından birini seçmelerine, seçtikleri bu programda başarıyla ilerlemelerine ve eğitimle ilgili olarak karşılaştıkları tüm sorunların çözümüne yönelik olarak yapılan yardımların tümüne eğitsel rehberlik ve psikolojik danışma adı verilir.
Eğitsel Rehberliğin Amaçları
Eğitsel rehberliğin amaçlarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz ;
Eğitsel Rehberliğin Kapsamı
Eğitsel rehberliğin genel amacı, öğrenciye öğrenmeyi öğretmektir. Öğrenciyi öğrenmeyi nasıl öğretebiliriz? Bunun başarılması için;
Bu becerilerin kazandırılmasına okul öncesi eğitimde başlanmalı ilköğretim de devam etmelidir. Çünkü bu yıllarda kazanılan duyuşsal nitelikler, olumlu yada olumsuz yaşantılar bireyin tüm eğitim sürecini etkileyecektir. Bu nedenle okul öncesi ve ilköğretim öğretmenlerine büyük sorumluluk ve görevler düşmektedir. Diğer öğretmenlere pek bir şey kalmıyor diye düşünülebilir. Fakat tabii ki bu böyle değildir. Diğer öğretmenler ise onların eksikliklerini ve hatalarını düzeltmeye, doğrularını ise devam ettirmelidirler.
Eğitsel Rehberliğin Yoğunlaştığı Alanlar
Okul öncesi eğitim kurumlarında daha çok öğrencinin bulunduğu yeni ortama hazırlama ve uyumu.
İlköğretim I.Kademede; Okul ve sınıf kurallarını öğrenme, yönergeleri izleme ve etkin ve verimli ders çalışma alışkanlığı kazanma; İlköğretim II.Kademede ise, plan yapma ve uygulama, eğitim kurumlarını inceleme; Ortaöğretim de ise, öğrenciyi bir üst öğrenim kurumuna hazırlamaya yönelik eğitim - öğretim ve rehberlik faaliyetleri düzenlemesi gerekmektedir.
Danışmanların eğitsel rehberlik ve ilgili özel alan yeterliliklerini aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. Bu yeterlilikler eğitsel rehberliğin kapsamı olarakta düşünülebilir:
Sınıf Rehber Öğretmenlerinin eğitsel rehberlikle ilgili görevleri aşağıdaki gibi özetlenmiştir:
1 . Rehberlik için ayrılan sürede sınıfa girer. Sınıf rehberlik çalışmaları kapsamında eğitsel ve mesleki rehberlik etkinliklerini,rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri servisinin organizasyonu ve rehberliğinde yürütür.
Bir öğrencinin , öğrenim hayatının hemen hemen
her aşamasında eğitsel rehberliğe ihtiyacı vardır. Bu
bazı dönemlerde daha çok önem kazanır. Örneğin, okulun yeni açıldığı, karnelerin dağıtıldığı yada yarı yıl tatilinde yeni dönüldüğü dönemlerde öğrencilerin eğitsel bilgilere daha çok ihtiyaçları olabilir. Bu dönemlerde öğrencilere daha fazla ilgi gösterilmesi, uyumsuzluk, başarısızlık, maddi imkansızlık v.b nedenlerden ötürü okulu terk etmek durumunda kalan öğrencilere yardım edilmesi ve mümkün olduğunca eğitim imkanları yaratılması gerekecektir.
C.Rogers Freedom to Learn ( Öğrenme Özgürlüğü ) adlı kitabında öğrenme için üç şartın gerekli olduğundan bahsetmektedir.Empati , bağdaşım ve koşulsuz saygı.
Empati, öğrenciye öğretmen veya psikolojik danışmanın onun düşünce ve duygularını çok iyi anladığını iletmesidir. Bu şart, danışman yada öğretmenin objektifliğini yitirmesi veya onu onaylaması anlamına gelmez, söz konusu olan sadece eşduyumdur.
Koşulsuz saygı ise bireyin, hiç bir koşula bağlı kalmadan ve yargılamadan kabul edilmesidir.Bu davranış öğretmenin rolü ile çelişiyor gibi görünse de, öğretmen öğrenciye kendisini değil hatalı olan davranışını kabul veya tasvip etmediğini iletebilmesi psikolojik danışma ve rehberlik açısından da önemlidir.
Bağdaşım ise, öğretmen yada psikolojik danışmanın içtenliği , tutarlığı demektir. Öğrenciyi gerçekten sevmeden ona saygı duymadan öyle görünmeye çalışmak bağdaşım koşullarına ters düşen davranışlardır. İçten ve samimi olmayan öğretmen ve psikolojik danışmanı öğrenci hissedecektir.
Bu insancı eğitim görünüşünün psikolojik danışma ve rehberlik ve tüm eğitim hizmetleri için ortak ilkeler niteliğinde bireyi ele alışı aşağıda özetlenmiştir ;
ve ''dürüstlük'' ilkelerine bağlı kalınarak gerçekleştirilebilir .
Bireysel Öğretim Teknikleri
Öğrenme hızlarındaki farklılık ve öğrenciler arasındaki bireysel farklılığın giderilmesi, her öğrencinin öğrenme hızına uygun düşecek bir öğretim yapılması, öğretimin bireyselleştirilmesi ile mümkün görülmektedir.
Bireysel öğretim tekniği kullanılırken öğretmen ve öğrencilere yeni roller düşmektedir. Öğretim öğrenci merkezli olmaktadır, öğrencilerin öğretim etkinliğine aktif olarak katılma, nasıl öğreneceklerini kararlaştırma vb. sorumlulukları yüklenmelerini gerektirmektedir. Bireysel gereksinimlere dönük grup çalışmalarında değişik etkinliklere yer verilerek öğrencilerin değişik çalışmalar yapmaları sağlana bilinir. Bunun için :
Ünlü psikolog Skinner'in pekiştirme ilkeleri esas alınarak ortaya atılmış bir öğretim tekniğidir. Burada temel felsefe , öğretimin bireyselleştirilmesi ve hatanın en aza indirilmesi gibi iki önemli yeniliği gerektirmesidir.
Programlı öğretim tekniğinde öğrenci belirlenen hedef ve davranışlara kendi algı hızıyla bireysel bir çalışma sonucunda ulaşmaktadır. Programlı öğretim araç ve yöntemleri Programlı öğretime göre hazırlanmış kitap ve programlı öğretim makinelerini ve bilgisayar destekli eğitim araç ve yöntemlerini kapsamaktadır.
Programlı öğretimin temelini oluşturan Skinner 'in pekiştirme ilkesi;
Şeklinde altı ana başlıkta geliştirilmektedir ve bu ilkelerden bugün dünyada doğrusal, dallara ayrılan ve atlamalı dallara ayrılan program modelleri şeklinde uygulanmaktadır.
Bilgisayarın öğretme sürecinde öğretmenin yerine geçecek bir seçenek değil, sistemi tamamlayacak güçlendirici bir araç olarak girmesi esastır.
Uygun öğretim programları sayesinde öğrenci kendi hızına göre çalışır ve istediği kadar tekrar yapma imkanına kavuşur.
Bilgisayar destekli Öğretim Programlarının uygulanışı;
Bilgisayarlı öğretimin iki temel niteliği etkililik Etkililik niteliği eğitim görevlerini daha iyi başarma yönünde umut vaat ederken , yararlılık niteliği geleneksel uygulamaları değiştirmeyi ifade eder.
Etkililik niteliği eğitim görevlerini daha iyi başarma yönünde umut vaat ederken , yararlılık niteliği geleneksel uygulamaları değiştirmeyi ifade eder.
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRENMEYE 3 FARKLI YAKLAŞIM
KURUM-TABANLI SİSTEMLER
Birçok okulda, kolejde, üniversitede, eğitim kurumlarında ve eğitim merkezlerinde bazı bireysel öğrenme etkinliklerine rastlamak mümkündür
Bu sistemlerde bireyselliğin miktarı hatırısayılabilir düzeyde olabilir.En basit ve en yaygın metod, öğrencilerin evde, sınıfta veya kütüphanede "plansız okumaları" (unstructured reading) ile olmaktadır.Bu tip bir okuma sistemi öğretmenler tarafından cesaretlendirilebilinir veya öğrencilerin motivasyonları kırılabilir.
Bir konu çevresinde yapısız, plansız okuma öğrencinin fikrinin genişlemesinde çok yararlıdır.Bununla birlikte konular öğrencilerin zihinlerinde iyi yerleşmediği sürece, zaman, efor ve sonuç açısından etkisiz olabilir.Acil veya bir bilgi taraması için bireysel öğrenme materyalleri söz konusudur. Bu durumda bir kütüphane veya araştırma merkezi kullanılır.
Bu sistemlerin temel avantajı öğrencilerin konulara ulaşmalarında birden fazla yol deneyebilmeleridir.Bu sistemin dezavantajlarının yanısıra, bir dersin veya ilgili kısımlarının henüz tam olarak olgunlaşmamıştır. Dersin tam olarak olgunlaşması yavaş yavaş olacaktır.Bireysel öğrenmenin uygulandığı diğer bir yer ise sınıftaki 4 duvar arasıdır.
Bireyselleştirilmiş sınıflar en yaygın olarak ilkokullarda görülmektedir.Buna rağmen birkaç sayıda ortaokullardada bu uygulamaları görmek mümkündür. Bu tip uygulamalarda öğretmen bir kaynak ve öğrenciler için öğrenme fırsatlarını sağlayan bir idareci rolünün üstlenmektedir.Bilindiği üzere öğrencilerin algılama kapasiteleri birbirlerinden farklıdır.Bireyselleştirilmiş sınıflar en yaygın olarak ilkokullarda görülmektedir. Buna rağmen birkaç sayıda ortaokullardada bu uygulamaları görmek mümkündür. Bu tip uygulamalarda öğretmen bir kaynak ve öğrenciler için öğrenme fırsatlarını sağlayan bir idareci rolünün üstlenmektedir.Bilindiği üzere öğrencilerin algılama kapasiteleri birbirlerinden farklıdır.
Esnek Öğrenmeye Kısa bir Bakış;
Bu kursun uzaktan öğrenme elemanları için öz çalışma paketleri geliştirilmiş.
Her paket 6 bölüme
Her bölüm kendi içerisinde kısımlara
Her kısım bir ders kağıdı içermektedir
Workbooklarda hazırlanmıştır
Glaskow Universitesi bu alanda;
Avantajları
DEZAVANTAJLARI
Öğrencilerin Güdülenmesi
Güdü, organizmayı harekete geçiren, yönlendiren ve organizmanın hareketini devam ettiren güçtür. (24) Güdülenme, davranışın yönünü, şiddetini ve kararlılığını belirleyen güç kaynaklarından birisidir (25). Güdülenme; bir etkinliği başlatan, devam ettiren ve yöneten sürece denir (26, 27). Güdülenmeyi etkileyen içsel ve dışsal etkenler vardır. Bunlardan hangisinin öğretmenlerden hangisinin öğrencilerden kaynaklandığım biliyor musunuz? Ders anlatma biçimi, dersin elliği, ailenin öğrencinin derslerine karşı tutumu, okul ve sınıf ortamı gibi daha çok dışsal etkenleri sıralayabiliriz. Bireyin öğrenmeye ve başarmaya karşı tutumuyla ilgili etkenler ise iç etkenlerle ilgilidir. Dışsal etkenlerin güdülenmedeki rolü önemli olmakla birlikte, içsel etkenler olmadan dışsal etkenler çoğunlukla güdülenmeyi sağlayamaz, içsel güdülenmeyi sağlayabilirse, dışsal güdülenme eksik olsa dahi öğrencinin başarılı olması mümkündür. Öğrenmeye karşı istek ve tutum, öğrencinin güdülenmesini etkileyen etkenlerin basında yer alır. Araştırmalar öğrencilerin öğrenmeye karşı tutumlarım üç grupta toplamışlardır. Başarıya odaklı, başarısızlıktan kaçınan ve başarısızlığı kabul eden tutumlar. Bu tutumlar tablo 1'de verilmiştir